Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
%30
yayincilarkooperatifi.com yayincilarkooperatifi.com

Beyaz Bayraklı Çocuk

Liste Fiyatı : 140,00TL
İndirimli Fiyat : 98,00TL
Kazancınız : 42,00TL
Taksitli fiyat : 12 x 10,43TL
Satış adedi : 1
9786057160553
851796
Beyaz Bayraklı Çocuk
Beyaz Bayraklı Çocuk
98.00
“Denize dökülen bir dereye “Afrika Vadisi” adını takmıştık, her gün en büyük maceramız içerilere doğru
keşifler yapmaktı. Yarattığımız canavarları alt ede ede vadinin içlerine girer, imparatorluğumuza dâhil ettiğimiz
göller inşa eder, orada bir türlü yakalayamadığımız balıkları arardık. Yorgun argın eve dönüş yolunda iddialarla
geçen konuşmalar arasında kavgamızı eder, sonraki güne küs girer, akşam “En iyi arkadaşımı yitirdim mi?”
korkusu yaşar, ertesi gün yine kaldığımız yerden başlardık.”
Sürmene'den çocukluk arkadaşı Şükrü'nün, idam hükmüyle tutulduğu tek kişilik hücresinde yazdığı bölük
pörçük mektupların izini sürerek geçmişle hesaplaşan Mesut, aslında benliğinin derinliklerinde ülkenin
bugünüyle hesaplaşır. 1 Gezi, 2 Gezi, KHK'ler, bini aşkın yurttaşın hayatını kaybettiği katliam ve karanlık
günler… Şükrü'nün yanlış adrese postalanan mektupları gibi geçmişin anıları da kesik kesiktir.
Hayati Yıldız, Beyaz Bayraklı Çocuk adlı romanında üç farklı zaman kesitini iç içe halkalar halinde ustalıkla
kurguya yerleştirirken, aslında bugünü işaret ediyor. Bugünde saklı geçmişi ve bugünde saklı geleceği kesitler
halinde romanına yediren Yıldız'ın kurguladığı şimdi, okura adeta gerçek hayattaki geleceği sunuyor. Bu
negatif gelecekte, baskıcı ve otoriter dikta koşullarında geçmişin birkaç isyan denemesinin ardından yenilmiş
bir toplumun ve bireylerin resmi çiziliyor. Oysa hayat devam ediyor. İsyan edenleri, düşenleri ve ölenleri, yeni
isyanların acemi taşıyıcıları, yeni zamanların farklı dertleri ve umutları takip ediyor. Her satırında “Acaba?”
dedirten Beyaz Bayraklı Çocuk, bugün yaşadığımız sürecin varabileceği yer konusunda edebiyat cephesinden
bir ikaz olarak da okunabilir.
“Denize dökülen bir dereye “Afrika Vadisi” adını takmıştık, her gün en büyük maceramız içerilere doğru
keşifler yapmaktı. Yarattığımız canavarları alt ede ede vadinin içlerine girer, imparatorluğumuza dâhil ettiğimiz
göller inşa eder, orada bir türlü yakalayamadığımız balıkları arardık. Yorgun argın eve dönüş yolunda iddialarla
geçen konuşmalar arasında kavgamızı eder, sonraki güne küs girer, akşam “En iyi arkadaşımı yitirdim mi?”
korkusu yaşar, ertesi gün yine kaldığımız yerden başlardık.”
Sürmene'den çocukluk arkadaşı Şükrü'nün, idam hükmüyle tutulduğu tek kişilik hücresinde yazdığı bölük
pörçük mektupların izini sürerek geçmişle hesaplaşan Mesut, aslında benliğinin derinliklerinde ülkenin
bugünüyle hesaplaşır. 1 Gezi, 2 Gezi, KHK'ler, bini aşkın yurttaşın hayatını kaybettiği katliam ve karanlık
günler… Şükrü'nün yanlış adrese postalanan mektupları gibi geçmişin anıları da kesik kesiktir.
Hayati Yıldız, Beyaz Bayraklı Çocuk adlı romanında üç farklı zaman kesitini iç içe halkalar halinde ustalıkla
kurguya yerleştirirken, aslında bugünü işaret ediyor. Bugünde saklı geçmişi ve bugünde saklı geleceği kesitler
halinde romanına yediren Yıldız'ın kurguladığı şimdi, okura adeta gerçek hayattaki geleceği sunuyor. Bu
negatif gelecekte, baskıcı ve otoriter dikta koşullarında geçmişin birkaç isyan denemesinin ardından yenilmiş
bir toplumun ve bireylerin resmi çiziliyor. Oysa hayat devam ediyor. İsyan edenleri, düşenleri ve ölenleri, yeni
isyanların acemi taşıyıcıları, yeni zamanların farklı dertleri ve umutları takip ediyor. Her satırında “Acaba?”
dedirten Beyaz Bayraklı Çocuk, bugün yaşadığımız sürecin varabileceği yer konusunda edebiyat cephesinden
bir ikaz olarak da okunabilir.
  • Açıklama
    • “Denize dökülen bir dereye “Afrika Vadisi” adını takmıştık, her gün en büyük maceramız içerilere doğru
      keşifler yapmaktı. Yarattığımız canavarları alt ede ede vadinin içlerine girer, imparatorluğumuza dâhil ettiğimiz
      göller inşa eder, orada bir türlü yakalayamadığımız balıkları arardık. Yorgun argın eve dönüş yolunda iddialarla
      geçen konuşmalar arasında kavgamızı eder, sonraki güne küs girer, akşam “En iyi arkadaşımı yitirdim mi?”
      korkusu yaşar, ertesi gün yine kaldığımız yerden başlardık.”
      Sürmene'den çocukluk arkadaşı Şükrü'nün, idam hükmüyle tutulduğu tek kişilik hücresinde yazdığı bölük
      pörçük mektupların izini sürerek geçmişle hesaplaşan Mesut, aslında benliğinin derinliklerinde ülkenin
      bugünüyle hesaplaşır. 1 Gezi, 2 Gezi, KHK'ler, bini aşkın yurttaşın hayatını kaybettiği katliam ve karanlık
      günler… Şükrü'nün yanlış adrese postalanan mektupları gibi geçmişin anıları da kesik kesiktir.
      Hayati Yıldız, Beyaz Bayraklı Çocuk adlı romanında üç farklı zaman kesitini iç içe halkalar halinde ustalıkla
      kurguya yerleştirirken, aslında bugünü işaret ediyor. Bugünde saklı geçmişi ve bugünde saklı geleceği kesitler
      halinde romanına yediren Yıldız'ın kurguladığı şimdi, okura adeta gerçek hayattaki geleceği sunuyor. Bu
      negatif gelecekte, baskıcı ve otoriter dikta koşullarında geçmişin birkaç isyan denemesinin ardından yenilmiş
      bir toplumun ve bireylerin resmi çiziliyor. Oysa hayat devam ediyor. İsyan edenleri, düşenleri ve ölenleri, yeni
      isyanların acemi taşıyıcıları, yeni zamanların farklı dertleri ve umutları takip ediyor. Her satırında “Acaba?”
      dedirten Beyaz Bayraklı Çocuk, bugün yaşadığımız sürecin varabileceği yer konusunda edebiyat cephesinden
      bir ikaz olarak da okunabilir.
      “Denize dökülen bir dereye “Afrika Vadisi” adını takmıştık, her gün en büyük maceramız içerilere doğru
      keşifler yapmaktı. Yarattığımız canavarları alt ede ede vadinin içlerine girer, imparatorluğumuza dâhil ettiğimiz
      göller inşa eder, orada bir türlü yakalayamadığımız balıkları arardık. Yorgun argın eve dönüş yolunda iddialarla
      geçen konuşmalar arasında kavgamızı eder, sonraki güne küs girer, akşam “En iyi arkadaşımı yitirdim mi?”
      korkusu yaşar, ertesi gün yine kaldığımız yerden başlardık.”
      Sürmene'den çocukluk arkadaşı Şükrü'nün, idam hükmüyle tutulduğu tek kişilik hücresinde yazdığı bölük
      pörçük mektupların izini sürerek geçmişle hesaplaşan Mesut, aslında benliğinin derinliklerinde ülkenin
      bugünüyle hesaplaşır. 1 Gezi, 2 Gezi, KHK'ler, bini aşkın yurttaşın hayatını kaybettiği katliam ve karanlık
      günler… Şükrü'nün yanlış adrese postalanan mektupları gibi geçmişin anıları da kesik kesiktir.
      Hayati Yıldız, Beyaz Bayraklı Çocuk adlı romanında üç farklı zaman kesitini iç içe halkalar halinde ustalıkla
      kurguya yerleştirirken, aslında bugünü işaret ediyor. Bugünde saklı geçmişi ve bugünde saklı geleceği kesitler
      halinde romanına yediren Yıldız'ın kurguladığı şimdi, okura adeta gerçek hayattaki geleceği sunuyor. Bu
      negatif gelecekte, baskıcı ve otoriter dikta koşullarında geçmişin birkaç isyan denemesinin ardından yenilmiş
      bir toplumun ve bireylerin resmi çiziliyor. Oysa hayat devam ediyor. İsyan edenleri, düşenleri ve ölenleri, yeni
      isyanların acemi taşıyıcıları, yeni zamanların farklı dertleri ve umutları takip ediyor. Her satırında “Acaba?”
      dedirten Beyaz Bayraklı Çocuk, bugün yaşadığımız sürecin varabileceği yer konusunda edebiyat cephesinden
      bir ikaz olarak da okunabilir.
      Stok Kodu
      :
      9786057160553
      Boyut
      :
      13,5 cm x 19,5 cm
      Sayfa Sayısı
      :
      120
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Tasarım
      :
      1
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Kağıt Türü
      :
      Kitap Kağıdı
      Dili
      :
      Türkçe
  • Taksit Seçenekleri
    • Diğer Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      3
      35,74   
      107,23   
      6
      18,87   
      113,22   
      9
      13,25   
      119,22   
      12
      10,43   
      125,20   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat