Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
%30
yayincilarkooperatifi.com yayincilarkooperatifi.com yayincilarkooperatifi.com yayincilarkooperatifi.com yayincilarkooperatifi.com yayincilarkooperatifi.com

Ölüm Ne Yana Düşer UstaDiyarbakır, Suruç, Ankara Katliamları

Liste Fiyatı : 295,00TL
İndirimli Fiyat : 206,50TL
Kazancınız : 88,50TL
9786052603239
850553
Ölüm Ne Yana Düşer Usta
Ölüm Ne Yana Düşer Usta Diyarbakır, Suruç, Ankara Katliamları
206.50
10 Ekim 2015 Cumartesi günü, mevsime inat, güneşli bir gündü. Kitlelerin Ankara Garı'na aktığı
kalabalık, coşkulu, heyecanlı, sevinçli bir gün…
Öyle başladı.
Güneşli, kalabalık, coşkulu, heyecanlı, sevinçli gün ve hayat… saat 10.04'te durdu…
Saatlerin, günlerin ve ayların kederli akışından sonra kendimize ilk sorduğumuz soru bu oldu; biz neden
böyle bir şiddetin öznesi olduk? Sadece Ankara'da Garın hemen önünde
değil, Diyarbakır'da çok kalabalık İstasyon Meydanı'nda, Suruç'ta Amara Kültür
Merkezi'nin küçücük bahçesinde neden öldük?
Buzdolabında ölü çocukların, sokaklarında ölü anaların olduğu bir zamana ve mekâna
nasıl sıkıştık?
Sorular soruları taşıdı.
Çok değil elli yıl öncesinin genç, devrimci, romantik Filistin halk savaşçıları nasıl olmuştu
da yerini, kendisine benzemeyeni yok etmek isteyen acımasız İslamcı intihar
eylemcilerine bırakmıştı?
Nasıl olmuştu da, Ortadoğu'nun otokratik yönetimleri kendi çeperlerinde bir isyan
dalgasına yol açmıştı? Nasıl ve neden? O isyanlara sonra ne olmuştu?
Ortadoğu dediğimiz yer nerede başlıyor, nerede bitiyordu?
Kendilerinin olmayan topraklarda başka ülkelerin askerleri ne arıyordu?
Bize ait olmayan topraklarda bizim ne işimiz vardı?
Irak ve Suriye arasındaki sınır belirsizleşirken, hükümranlığı zayıf(latılmış) bu iki ülkenin
Türkiye ile sınırına ne olmuştu?
Türkiye'nin bir güney sınırı var mıydı? Varsa intihar yeleği kuşanmış adamlar o sınırdan
nasıl geçebilmişti?
Bu adamlara yardım eden başka adamlar, yıllardır izlenmiyor muydu?
Türkiye karayolları nasıl olmuştu da bir “cihad otobanına” dönüşmüştü?
Sınırı geçen ve kendileri için hazır edilmiş intihar yeleklerini kuşananlar Türkiye
karayollarını nasıl bu kadar kolayca aşabilmiş ve hedeflerine varmışlardı?
Biz neden hedef olmuştuk? Diyarbakır'da, Suruç'ta, Ankara'da, Gaziantep'te ve daha
birçok yerde…
Bu kitap, bir idrak gayretinin ürünü… Soruların soruları izlediği bu kitap hem de bir borcu
ödemek için yazıldı… Arda kalanların gidenlere borcu… Unutulmasınlar, hep bilinsinler
diye..
  • Açıklama
    • 10 Ekim 2015 Cumartesi günü, mevsime inat, güneşli bir gündü. Kitlelerin Ankara Garı'na aktığı
      kalabalık, coşkulu, heyecanlı, sevinçli bir gün…
      Öyle başladı.
      Güneşli, kalabalık, coşkulu, heyecanlı, sevinçli gün ve hayat… saat 10.04'te durdu…
      Saatlerin, günlerin ve ayların kederli akışından sonra kendimize ilk sorduğumuz soru bu oldu; biz neden
      böyle bir şiddetin öznesi olduk? Sadece Ankara'da Garın hemen önünde
      değil, Diyarbakır'da çok kalabalık İstasyon Meydanı'nda, Suruç'ta Amara Kültür
      Merkezi'nin küçücük bahçesinde neden öldük?
      Buzdolabında ölü çocukların, sokaklarında ölü anaların olduğu bir zamana ve mekâna
      nasıl sıkıştık?
      Sorular soruları taşıdı.
      Çok değil elli yıl öncesinin genç, devrimci, romantik Filistin halk savaşçıları nasıl olmuştu
      da yerini, kendisine benzemeyeni yok etmek isteyen acımasız İslamcı intihar
      eylemcilerine bırakmıştı?
      Nasıl olmuştu da, Ortadoğu'nun otokratik yönetimleri kendi çeperlerinde bir isyan
      dalgasına yol açmıştı? Nasıl ve neden? O isyanlara sonra ne olmuştu?
      Ortadoğu dediğimiz yer nerede başlıyor, nerede bitiyordu?
      Kendilerinin olmayan topraklarda başka ülkelerin askerleri ne arıyordu?
      Bize ait olmayan topraklarda bizim ne işimiz vardı?
      Irak ve Suriye arasındaki sınır belirsizleşirken, hükümranlığı zayıf(latılmış) bu iki ülkenin
      Türkiye ile sınırına ne olmuştu?
      Türkiye'nin bir güney sınırı var mıydı? Varsa intihar yeleği kuşanmış adamlar o sınırdan
      nasıl geçebilmişti?
      Bu adamlara yardım eden başka adamlar, yıllardır izlenmiyor muydu?
      Türkiye karayolları nasıl olmuştu da bir “cihad otobanına” dönüşmüştü?
      Sınırı geçen ve kendileri için hazır edilmiş intihar yeleklerini kuşananlar Türkiye
      karayollarını nasıl bu kadar kolayca aşabilmiş ve hedeflerine varmışlardı?
      Biz neden hedef olmuştuk? Diyarbakır'da, Suruç'ta, Ankara'da, Gaziantep'te ve daha
      birçok yerde…
      Bu kitap, bir idrak gayretinin ürünü… Soruların soruları izlediği bu kitap hem de bir borcu
      ödemek için yazıldı… Arda kalanların gidenlere borcu… Unutulmasınlar, hep bilinsinler
      diye..
      Stok Kodu
      :
      9786052603239
      Boyut
      :
      13,5 cm x 19,5 cm
      Sayfa Sayısı
      :
      416
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      ekim 2021
      Tasarım
      :
      1
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Kağıt Türü
      :
      Kitap Kağıdı
      Dili
      :
      Türkçe
  • Taksit Seçenekleri
    • Diğer Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      3
      75,32   
      225,95   
      6
      39,76   
      238,57   
      9
      27,91   
      251,21   
      12
      21,98   
      263,80   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat