Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
%30
yayincilarkooperatifi.com

Bizans Osmanlı Sentezi

Liste Fiyatı : 290,00TL
İndirimli Fiyat : 203,00TL
Kazancınız : 87,00TL
9786257089937
852483
Bizans Osmanlı Sentezi
Bizans Osmanlı Sentezi
203.00

 Türkler çoğunluk olarak 11.-12. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya at sırtında, genelde göçebe olarak

geldiler. İlk hedefleri devlet kurmak ve savaş değil karınlarını doyurmaktı. At sırtında gelen bu

insanlar nasıl olup da devletler kurmuşlardı? Bir Çin atasözü vardır ‘göçebelerin devlet kurması için at

sırtından inmesi gerekir.’ Türkler de öyle yapıp zamanla yerleşik düzene geçip, yerli halkla kaynaşıp

göçebe pratik zekasını ve uzlaşmacılığını kullanarak, Bizans'ın devlet düzeninden, bürokratlarından

faydalanarak bir devlet düzeni yarattılar; onların devlet düzeni modellerini kendilerine adapte edip,

bir devlet sistemi yarattılar.

Osmanlı Devleti bir gecede kurulmadı. Türkler İstanbul’un fethine(1453) kadar, 150 yıldan fazla

Anadolu’da Rumlarla diğer yerli halklarla beraber yaşadılar. Bu dönem içinde doğal olarak kültürel ve

etnik senteze uğradılar. Diğer etnik karışımlar nedeniyle hala da uğramaktadırlar. Bunun en belirgin

örneği bugün Anadolu halkının Türklerin Orta Asya’daki seyrek sakallı, kumral tenli, çekik gözlü,

küçük burunlu, orta boylu, Moğol benzeri görünüşünü kaybetmiş olmalarıdır.

İlk Osmanlı tarihçileri(Aşıkpaşazade, Neşri, Oruç Bey …vb) Osmanlıya, kutsallık kazandırmak için

onların kökenlerini Nuh Peygamberle başlatıp, uydurma bir soy kütüğü öne sürdüler. Selçuklulardan

icazet alındığını iddia ettiler. Osmanlıların kuruluş aşamasında Selçuklularla bir bağlantısı olmamıştı.

Anadolu Selçuklu Sultanlığı 1243’den itibaren Moğolların kuklası olmuş, bütün gücünü kaybetmiş,

1308 yılında da ortadan kalkmıştı. Zaten Selçuklu kendisi için tehlikeli gördüğü göçebe Tük boylarını

uçlara iterek kendisinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Kimseye yardım edecek, icazet verecek durumda

değildi.

Osmanlı Bizans’ın hakim olduğu Marmara bölgesi civarında, onlarla bazen işbirliği bazen savaş

yaparak alanını genişletiyordu. Osmanlılar göçebeliği kademeli olarak bırakıp yerleşik düzene

geçmeleri sırasında, uzun zamandır beraber yaşadıkları Bizanslıların kültür ve geleneklerinden,

kurumlarından etkilenip bir sentez yaptılar. Bizans’ın kozmopolit halkı da miras alındı. Osmanlı

hiçbir zaman şeriat yasası üzerine kurulmadı. Fatih’in şeriat yasaları karşısına örfi (laik) yasaları

koymasıyla, 600 küsur yıl sürecek hibrit bir sistem oluşturuldu.

‘Bizanslı Rumlar ve diğer Balkan milletleri sadece isim ve din değiştirerek, tarih sahnesine yeni ırk ve

millet ve üzerine yeni görevler almış olarak çıktılar. İslami bir renk ve cila altında eski Bizans’ı

Osmanlı’da ihya ve devam ettirdiler.’

                                             Osmanlı tarihçisi, Prof. Ömer Lütfü Barkan (1902-1979)

‘Osmanlı Doğu’dan ve Bizans’tan gelen bir sistem. Osmanlılar fethetmeye başladıkları yerlerde …bu

sistemi buldular ve değiştirmeden devam ettiler.’

                                         Osmanlı tarihçisi Prof. Halil İnalcık (1916-2016)

‘Bir devletin yok olması o devletin yarattığı medeniyetin yok olduğu anlamına gelmez.’

Bizans tarihçisi, Prof. Speros Vryonis ( 1928 – 2019)

‘Tarih, coğrafya ve kültür ekseninde Osmanlı, Bizans mirasından çok şey aldı.’

Bizans tarihçisi Prof. Nevra Necipoğlu ( 1959 - )

  • Açıklama
    •  Türkler çoğunluk olarak 11.-12. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya at sırtında, genelde göçebe olarak

      geldiler. İlk hedefleri devlet kurmak ve savaş değil karınlarını doyurmaktı. At sırtında gelen bu

      insanlar nasıl olup da devletler kurmuşlardı? Bir Çin atasözü vardır ‘göçebelerin devlet kurması için at

      sırtından inmesi gerekir.’ Türkler de öyle yapıp zamanla yerleşik düzene geçip, yerli halkla kaynaşıp

      göçebe pratik zekasını ve uzlaşmacılığını kullanarak, Bizans'ın devlet düzeninden, bürokratlarından

      faydalanarak bir devlet düzeni yarattılar; onların devlet düzeni modellerini kendilerine adapte edip,

      bir devlet sistemi yarattılar.

      Osmanlı Devleti bir gecede kurulmadı. Türkler İstanbul’un fethine(1453) kadar, 150 yıldan fazla

      Anadolu’da Rumlarla diğer yerli halklarla beraber yaşadılar. Bu dönem içinde doğal olarak kültürel ve

      etnik senteze uğradılar. Diğer etnik karışımlar nedeniyle hala da uğramaktadırlar. Bunun en belirgin

      örneği bugün Anadolu halkının Türklerin Orta Asya’daki seyrek sakallı, kumral tenli, çekik gözlü,

      küçük burunlu, orta boylu, Moğol benzeri görünüşünü kaybetmiş olmalarıdır.

      İlk Osmanlı tarihçileri(Aşıkpaşazade, Neşri, Oruç Bey …vb) Osmanlıya, kutsallık kazandırmak için

      onların kökenlerini Nuh Peygamberle başlatıp, uydurma bir soy kütüğü öne sürdüler. Selçuklulardan

      icazet alındığını iddia ettiler. Osmanlıların kuruluş aşamasında Selçuklularla bir bağlantısı olmamıştı.

      Anadolu Selçuklu Sultanlığı 1243’den itibaren Moğolların kuklası olmuş, bütün gücünü kaybetmiş,

      1308 yılında da ortadan kalkmıştı. Zaten Selçuklu kendisi için tehlikeli gördüğü göçebe Tük boylarını

      uçlara iterek kendisinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Kimseye yardım edecek, icazet verecek durumda

      değildi.

      Osmanlı Bizans’ın hakim olduğu Marmara bölgesi civarında, onlarla bazen işbirliği bazen savaş

      yaparak alanını genişletiyordu. Osmanlılar göçebeliği kademeli olarak bırakıp yerleşik düzene

      geçmeleri sırasında, uzun zamandır beraber yaşadıkları Bizanslıların kültür ve geleneklerinden,

      kurumlarından etkilenip bir sentez yaptılar. Bizans’ın kozmopolit halkı da miras alındı. Osmanlı

      hiçbir zaman şeriat yasası üzerine kurulmadı. Fatih’in şeriat yasaları karşısına örfi (laik) yasaları

      koymasıyla, 600 küsur yıl sürecek hibrit bir sistem oluşturuldu.

      ‘Bizanslı Rumlar ve diğer Balkan milletleri sadece isim ve din değiştirerek, tarih sahnesine yeni ırk ve

      millet ve üzerine yeni görevler almış olarak çıktılar. İslami bir renk ve cila altında eski Bizans’ı

      Osmanlı’da ihya ve devam ettirdiler.’

                                                   Osmanlı tarihçisi, Prof. Ömer Lütfü Barkan (1902-1979)

      ‘Osmanlı Doğu’dan ve Bizans’tan gelen bir sistem. Osmanlılar fethetmeye başladıkları yerlerde …bu

      sistemi buldular ve değiştirmeden devam ettiler.’

                                               Osmanlı tarihçisi Prof. Halil İnalcık (1916-2016)

      ‘Bir devletin yok olması o devletin yarattığı medeniyetin yok olduğu anlamına gelmez.’

      Bizans tarihçisi, Prof. Speros Vryonis ( 1928 – 2019)

      ‘Tarih, coğrafya ve kültür ekseninde Osmanlı, Bizans mirasından çok şey aldı.’

      Bizans tarihçisi Prof. Nevra Necipoğlu ( 1959 - )

      Stok Kodu
      :
      9786257089937
      Boyut
      :
      14x23 cm
      Sayfa Sayısı
      :
      552
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      Mayıs 2023
      Kapak Türü
      :
      270 gr. Bristol
      Kağıt Türü
      :
      Enso(Kitap Kağıdı) 60gr.
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat