Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
%30
yayincilarkooperatifi.com

Kızgın Buhardaki Koza

Liste Fiyatı : 355,00TL
İndirimli Fiyat : 248,50TL
Kazancınız : 106,50TL
Taksitli fiyat : 12 x 26,45TL
Satış adedi : 1
9786257460248
852424
Kızgın Buhardaki Koza
Kızgın Buhardaki Koza
248.50

Hagop Gobelyan, Kızgın Buhardaki Koza’yı, İzmit sancağının Ermenice adıyla Bardizag, Türkçe adıyla Bahçecik nahiyesinden olan ailesinin 1915 yazında yaşadıklarından yola çıkarak kaleme aldı. Bahçecik, çoğunlukla Ermeniler olmak üzere, Rum, Laz ve Gürcü halklarının eviydi. İpekböcekçiliği Bahçeciklilerin başlıca geçim kaynağıydı ve ipekböceklerinin ördüğü kozalar bölge halkının muhayyilesinde türlü anlamlar taşıyan çok güçlü bir imgeydi. Roman bir anlamda bu imgenin izini sürerken, bir taraftan da tehcir kararının uygulanmaya başladığı sırada İstanbul’da, Doktor Kadri Raşit Paşa’nın köşkünde bahçıvanlık yapmakta olan Mıgırdiç’in ve yine o sırada, Adana’da Bağdat Demiryolu şantiyesinde çalışan Artin’in, Bahçecik’teki ailelerine ulaşmak için birbirlerinden habersiz olarak atıldıkları serüven dolu yolculuğa tanıklık ediyor. Kızgın Buhardaki Koza, aklın bir köşesinde, ailenin sağsalim bir araya gelip gelemeyeceğine dair bir merakla bir solukta okuyacağınız, macera türünde bir ilk roman.

“Bunlar ne hanım? Ne işe yarar bunlar?”

İpekböcekleriydi. Kozalarını örmeyi yeni bitirmişlerdi ama müşterisi olmadığı, manaranlar da çalışmadığı için para etmiyordu artık hiçbiri. Filor, onlara dokunmamış, hiç olmazsa kelebek olsunlar, uçup gitsinler, üç günlük ömürlerini özgürce yaşayabilsinler istemişti.

Şamil Çavuş, sorduğu sorunun yanıtını beklemeden kasayı alıp yere çaldı. İpekböceği kozaları yere saçıldı. Birkaçının da üzerine basıp ezdi. Filor ve çocuklar bakakaldı. 

Hagop, hemen koşup sağlam birkaç kozayı cebine koydu. Kızlar ve Filor da kendilerini toplayıp bohçaları yüklendiler. Arşaluys, Ohannes’in beşiğini, Siranuş, Ohannes’i aldı. Filor, boynuna bir ip bağladığı Nufik’i kaptı. Bahçenin ortasında birbirlerine sokulup bir öbek oldular.

“Haydi! Ne bekliyorsunuz? Katılın kafileye, düşün yola. Seymen’e, marş marş!” diye bağırdı Şamil Çavuş. “Seymen’e ineceksiniz, oradan İzmit’e yürüyeceksiniz. Şansınız ve paranız varsa vapurla da gidebilirsiniz tabii, orasını bilemem. Sizi orada askerlere teslim edeceğiz.”

Sonra fabrikadan dönen Hasan’a seslendi:

“Ne oldu, var mı kimse?”

“Yok çavuşum, metruk! İçerde bir sürü kelebekten başka bir şey yok!”

  • Açıklama
    • Hagop Gobelyan, Kızgın Buhardaki Koza’yı, İzmit sancağının Ermenice adıyla Bardizag, Türkçe adıyla Bahçecik nahiyesinden olan ailesinin 1915 yazında yaşadıklarından yola çıkarak kaleme aldı. Bahçecik, çoğunlukla Ermeniler olmak üzere, Rum, Laz ve Gürcü halklarının eviydi. İpekböcekçiliği Bahçeciklilerin başlıca geçim kaynağıydı ve ipekböceklerinin ördüğü kozalar bölge halkının muhayyilesinde türlü anlamlar taşıyan çok güçlü bir imgeydi. Roman bir anlamda bu imgenin izini sürerken, bir taraftan da tehcir kararının uygulanmaya başladığı sırada İstanbul’da, Doktor Kadri Raşit Paşa’nın köşkünde bahçıvanlık yapmakta olan Mıgırdiç’in ve yine o sırada, Adana’da Bağdat Demiryolu şantiyesinde çalışan Artin’in, Bahçecik’teki ailelerine ulaşmak için birbirlerinden habersiz olarak atıldıkları serüven dolu yolculuğa tanıklık ediyor. Kızgın Buhardaki Koza, aklın bir köşesinde, ailenin sağsalim bir araya gelip gelemeyeceğine dair bir merakla bir solukta okuyacağınız, macera türünde bir ilk roman.

      “Bunlar ne hanım? Ne işe yarar bunlar?”

      İpekböcekleriydi. Kozalarını örmeyi yeni bitirmişlerdi ama müşterisi olmadığı, manaranlar da çalışmadığı için para etmiyordu artık hiçbiri. Filor, onlara dokunmamış, hiç olmazsa kelebek olsunlar, uçup gitsinler, üç günlük ömürlerini özgürce yaşayabilsinler istemişti.

      Şamil Çavuş, sorduğu sorunun yanıtını beklemeden kasayı alıp yere çaldı. İpekböceği kozaları yere saçıldı. Birkaçının da üzerine basıp ezdi. Filor ve çocuklar bakakaldı. 

      Hagop, hemen koşup sağlam birkaç kozayı cebine koydu. Kızlar ve Filor da kendilerini toplayıp bohçaları yüklendiler. Arşaluys, Ohannes’in beşiğini, Siranuş, Ohannes’i aldı. Filor, boynuna bir ip bağladığı Nufik’i kaptı. Bahçenin ortasında birbirlerine sokulup bir öbek oldular.

      “Haydi! Ne bekliyorsunuz? Katılın kafileye, düşün yola. Seymen’e, marş marş!” diye bağırdı Şamil Çavuş. “Seymen’e ineceksiniz, oradan İzmit’e yürüyeceksiniz. Şansınız ve paranız varsa vapurla da gidebilirsiniz tabii, orasını bilemem. Sizi orada askerlere teslim edeceğiz.”

      Sonra fabrikadan dönen Hasan’a seslendi:

      “Ne oldu, var mı kimse?”

      “Yok çavuşum, metruk! İçerde bir sürü kelebekten başka bir şey yok!”

      Stok Kodu
      :
      9786257460248
      Boyut
      :
      13,5 cm x 19,5 cm
      Sayfa Sayısı
      :
      360
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      Nisan 2023
      Tasarım
      :
      1
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Kağıt Türü
      :
      Kitap Kağıdı
      Dili
      :
      Türkçe
  • Taksit Seçenekleri
    • Diğer Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      3
      90,64   
      271,91   
      6
      47,85   
      287,09   
      9
      33,59   
      302,30   
      12
      26,45   
      317,46   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat